işçisine aylardır para vermiyor
Sapphire’in sahibi Nahit Kiler, Vatan’a verdiği tam sayfa söyleşide daireleri metrekaresi 13 bin dolardan sattıklarını söylüyor. Söyleşide değinilmeyen tek bir konu var: Aylardır emeklerinin karşılığını alamadan çalışan Sapphire işçileri!
BİRGÜN
Vatan Gazetesi’nde dün İstanbul’un en yüksek binası Sapphire’le ilgili binanın sahibi Nahit Kiler ile yapılmış tam sayfa bir söyleşi yayımlandı. Nahit Kiler’in “başarılarla” dolu yaşam öyküsünden, Sapphire’in muhteşem manzarasına kadar pek çok konuya değinilen söyleşide, hiç sözü edilmeyen tek bir konu vardı: son derece kötü koşullarda iş güvenliğinden yoksun çalışan, aylardır paralarını alamayan, bayramda bile ailelerine beş kuruş para gönderemeyen, basına konuştukları gerekçesiyle (!) işten atılan Sapphire işçileri!
BU DA ŞANTİYE MANZARALARI
Söyleşi, binanın en üst katında bulunan Seyir Terası’nın manzarasına övgülerle başlıyor. Söyleşiyi gerçekleştiren Elif Ergu, “Şanslıydık, hava açıktı. İstanbul’u avucumuzun içinde hissettik, Belgrad Ormanları’ndan Beykoz tepelerine, Ataköy’den Karadeniz çıkışına…Boğaz nehirdi sanki…Her yer kıpır kıpır…Sapphire’in en üst katının seyir amaçlı düşünülmesi çok yerinde olmuş” diyor. Binanın sahibi Nahit Kiler, bu teras için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurduklarını, turistlerin yüzde 80’inin buraya gelmesini istediklerini, bakanlığın bu isteklerini onayladığını anlatıyor.
Söyleşide hiç anlatılmayan ise işçilerin “Nazi Kampı”na benzettiği şantiye manzaraları. Nahit Kiler, bundan iki ay önce iş güvenliğinin olmaması nedeniyle gökdelenin -2’inci katından -5’inci katına düşerek can veren, cesedi ancak altı saat sonra bulunabilen Serkan Çetin’in (25) adını ağzına bile almıyor. BirGün’e röportaj verdikleri için kovduğu işçilerin, o röportajlarda anlattıklarına da hiç değinmiyor. İşçiler, söz konusu röportajlarda şöyle diyordu: “Çalışma koşulları çok kötü. İş güvenliği yok. Şantiyede yatıp kalkıyoruz. Yemekler çok kötü. Burada insanın köpek kadar değeri yok. Ölen arkadaşımızın üç çocuğu yetim kaldı. Ailesine patronlar yardım edeceklerini vaat etmişler. Çalışana hakkını vermiyorlar, ölene ne yapacaklar.”
İŞÇİLERİN PARASI GÖKDELENİN ÜÇ CAMI ETMEZ
Nahit Kiler, Vatan’a verdiği söyleşide, “Sapphire’de hayat Ocak ayında başlayacak” diyor. Metrekaresini 7 ila 12-13 bin dolardan sattıkları dairelerin yüzde 60’ını sattıklarını söylüyor. Kiler, “Kardeşiniz AKP milletvekili. Sizin bu büyümenizi siyasi yakınlıklara bağlayanlar var, ne dersiniz?” şeklindeki bir soruya ise şöyle yanıt veriyor: “Bırakın dolaylı vergileri, yalnızca şu binayı yaparken, yalnızca ilçe belediyesine ödediklerimiz 10 milyon lirayı aşmıştır. Kardeşim milletvekili diye vergi mi ödemedim?”
Kardeşinden yararlandı mı tartışılır ama, kesin bir şey var ki, gökdelen inşaatında çalışan yüzlerce taşeron işçi, ücretlerini hiçbir zaman düzenli alamadı. Aralarında aylardır beş kuruş ücret alamadan çalışan işçiler var. Sigortası düzenli yatmayan, ayrıldığı halde bir yılı aşkın süredir parasını alamayanlar var. Evlenemeyen, kirasını ödeyemediği için evden atılan, kanser tedavisini aksatanlar var. Kiler Holding yönetimi ise sürekli “paranızı vereceğiz” diyerek işçileri oyalıyor.
İşçilerden Mustafa Akyol, “Tüm işçilerin alacaklarının toplamı bu gökdelenin üç camı etmez” diyor ve ekliyor: “Bu gökdelen işçilerin ödenmeyen ücretleri, sömürü ve Serkan’ın kanı üzerinde yükseliyor. Hakkımızı alana kadar mücadele etmeye kararlıyız. Direneceğiz ve elbet kazanacağız.”
İNSAN DEĞİL SERMAYE DOYUMSUZ!
Nahit Kiler, muhabirin “Bitlis’ten geldiğinizde bugünleri hayal ediyor muydunuz?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “İnsanoğlu doyumsuz. Hep daha iyiyi istiyor. Bitlis’ten geldiğimizde hedefimiz hepimizin birer marketi, evi, arabası olmasıydı. Onu yaptık kısa sürede, 10 market derken 50 market oldu, farklı zincirleri aldık. Şimdi 10 yıl içinde Türkiye’nin ilk 10 şirketinden biri olmak istiyoruz. Biz çok çalıştık, yanlış da yapmadık.” 29 Kasım 2010